Translate

30 Mayıs 2014 Cuma

Verilen Emek



Geçenlerde arkadaşımın kızı Meral Tülin Şahin'in modellikle alakalı kitabını okuduğumu sordu. Okumadığımı ama eğer manken olmayı kafaya koysaydım mutlaka okurdum dedim. Kendisi bazı ajanslardan mankenlik teklifi aldığı için ilgilendiğini söyledi. Meral uzun boylu, zayıf ve genç. Aynı zamanda da üniversitede de okuyor. Modellik için tüm unsurlar doğru biraz da bu konu da eğitim alınırsa neden olmasın. Tülin Şahin bu kitabı iki senede yazmış. Kendi yaşadıkları deneyimlerini ve karşılaştıkları olayları derleyip toplamak bir hayli zamanını almış. Mankenlik deyip geçmeyin. Her meslek de olduğu gibi elbiseye hayat vermek iyi bir askı olmak, vücut dilini en iyi şekilde kullanmanın ötesinde karşılaşabileceği bir çok olaya ışık tutması adına çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tekstil de giyim sektörü önemli bir iş dalı ise, bu sektöre hizmet edecek yan sanayi de aynı derece de önemli olmalı. Gelişmiş ülkelerde üretilen, keşfedilen ve yapılan tüm işlerin en ufak detayına ulaşabilirsiniz. Çünkü bunların hepsi kayıt altındadır. Amiyane tabiri ile Amerika'yı  tekrar tekrar keşfetmemek ve daha ileriye gitmek için istatistik bilgiler özenle arşivlenir ve her daim onlara ulaşmak mümkündür. Şimdi mankenlik dahi olsa karşılaşabileceğimiz yaşanabilir detayları daha evvelden bilmek bu işe yeni başlayacaklar için bir artıdır. Onun için emek verilen hiç bir şeyi küçümsemeden bildiklerini, deneyimlerinizi imkanlarınız dahilinde paylaşmayı bilelim. Tüm bunlar 1 adım önde nesil yaratmak için.





29 Mayıs 2014 Perşembe

Hayat Paylaşım Ve Dayanışma Derneği İçin Alberta Ferretti


Alberta Ferretti  Demet Sabancı'nın daveti üzerine 2014 Yaz ve 2014 Sonbahar-Kış hot coutere tadında ki defilesini İstanbul'a taşımış. Milano, Londra, Amerika'dan sonra 4. ayak ve son defilesini İstanbul'da yapmaya karar vermiş. İstanbul'un egzotik havası, tarihi dokusu bir çok kültürü barındırması ona bu iş için en doğru adres olduğunu saptadı. Alberta Ferretti  genel olarak bir çok pahalı markaları barındırdığı gibi kendi tasarımlarıyla da ün yapmıştır. İstanbul'da Pera Palas'ta yapılan defilesinde sadece kendi koleksiyonunu sergiledi. Başta Sabancı ailesi olmak üzere sosyetenin bir çok isimleri, cemiyet hayatının ileri gelenleri bu defile de yerlerini aldılar. Ayrıca dünyaca ünlü modeller Hayat Paylaşım Ve Dayanışma Derneği için podyumda yürüdüler. Tüm gelirini engellilere bağışlayacak olan bu etkinliğe emeği geçen herkesi kutluyoruz. Defile de ilgi çeken konu gelen davetliler arasında Alberta Ferretti'nin tasarımlarını giymiş olanlar aynı kıyafeti podyumda görünce çok şaşırdılar. Tasarımcı Türk kadının Kuzey kadınına göre çok daha sıcak ve bakımlı olduğunu belirtti. Ferretti'ye göre kadının giyimi işlevsel, şık ve dinamik olması gerektiğini ve kendi tasarımlarını ona göre planladığını söylüyor. Tüm tasarımlarının günümüzün kadınının yansıttığını şıklıkla beraber kullanışlı parçalardan oluştuğunu söylüyor. Bizimde kısaca onunda röportajından çıkardığımız sonuçlar bunlar. Pera Palas'ı çok beğendiğini ülkesine başarılı bir şekilde gittiğini söylüyor.










28 Mayıs 2014 Çarşamba

Markalaşmak




Geçtiğimiz hafta Türkiye Giyim Sanayiciler derneğinin düzenlediği 7. İstanbul Moda Konferansları Platformu çok sayıda ziyaretçisi ile modanın nabzını tuttu. Bir çok markanın tasarımcıları ve marka sahiplerinin verdiği konferanslar Türk firmalarının dünya markaları olması adına ışık tuttu. Tüm dünya 10,15 markanın kararlaştırdıkları modellerin etkisi altında kaldığını anlatan Pier Giorgio bu markalardan sıyrılmak yeni marka yaratmak çok kolay iş olmadığını başarı payınında % 20'lerde olduğunu söyledi. Ayrıca bu markalar tüm dünyada açtığı perakende dükkanlarıyla satışlarında büyük ivmeler kazandığını anlattı. Her konuşmacı kendi gözlem ve deneyimlerini anlatırken Çin'deki Chagen tekstil alanında uluslar arası moda müzesi olduğunu vurguladılar. Bu büyük markaların en büyük potansiyel alıcıları Uzak Doğu ülkeleri olduklarını söylüyorlar. Bu ülkelerin nüfus fazlalığını düşünürsek potansiyelin bir hayli fazla olduğunu görebiliriz. Ayrıca bu derneğin başkanı Cem Negrin iki gün süren bu konferansın Türkiye giyim imalatçıları için son derece önemli olduğunu vurguladı. Türkiye yaptığı giyim ihracatının % 75'ini Avrupa'ya yapıyorsa üretimimizin çok kaliteli olduğu anlamına gelir. Tüm istekleri bir gün Türkiye'ninde bu dünya markalarının arasında olacağı bir marka üretmesi. 








27 Mayıs 2014 Salı

Yüzümüzü Güldüren Ödül




Yüzümüzü güldüren film festivali. Geçtiğimiz hafta Cannes Film Festival'inde Türk Yapımcı Nuri Bilge Ceylan ödülü kapınca çok duygulandık. 30 sene sonra aynı kareyi görmek gurur vericiydi. Bu ödül Türk Sinema'sının 100. yılına denk gelmesi de çok iyi bir tesadüf. Gururumuz tavan, sevincimiz dorukta olduğu için Bilge'ye teşekkür ederiz.Geçen  hafta Fransa'nın Cannes şehrindeki hareketlilik izlenmeye değerdi. Adım atsan ünlüye denk geliyordu. Sokaklar çok yoğundu. Benim en çok ilgilendiğim alan kırmızı halı. O da çok görkemliydi. Yine birçok ünlü modacının tasarımlarını sergilediği bu canlı platformu takip etmek ayrı bir zevk. Loreal'in Türkiye elçisi Cansu Dere kırmızı halıda ki geçit törenine Soma dolayısıyla katılmadı. Elie Saab, Versace, Dior, Chanel ve Oscar Dolerenta gibi tasarımcılar Cannes Film Festivalinin kırmızı halıya damgalarını vurdular. Nicole Kıdman'nın giydiği mavi Armani Preeve elbise göz kamaştırıyordu. Kıyafeti oynadığı filmi bile geride bıraktı. Tüm ünlüler giydikleri dünyaca ünlü markalarla, tüm dikkatleri  üstüne çektiler. Bu ihtişam ve şaşa güzel Türkiye'nin kazandığı ödülle bütünleşti. Ama keşke ülkemizde Somada yaşanan acılar yaşanmasaydı da sevincimiz daha büyük olurdu.







26 Mayıs 2014 Pazartesi

Mayo Modellerinin Detayları Vücuda İyi Gelmez



Geçtiğimiz hafta Sırbistan'nın Karadağ ilçesindeki Montenegro'da bir moda haftası düzenlendi. Bizim İvana Sert kendi mayo koleksiyonunu kapıp bu moda haftasına  katılmış. Kendi memleketi olduğu için hiçbir zorluk çekmemiş. Hatta mankenlerle selfie  bile yapmış. Son günlerin en önde trendleri selfieler. Her yerde karşımıza çıkar oldu. Sosyal medyada bilhassa Facebook'da ve İnstagram'da  herkesin selfiesine rastlamak  mümkün. İvana Sert'de geri kalmamış selfielerini her yerde yayınlamış. Mayo kreasyonuna gelince yaptığı defile konseptini ikiye ayırmış. Havuz ve denize girmek için tasarlananlar, ikincisi ise beach'te  güneşlenirken dikkat çekmek için veya hava atmak için şık olmak isteyenlerin tercih edecekleri modelleri kapsıyor. Ayrıca takılan aksesuarlar denize ve havuza dayanıklı olarak düşünülmüş. Benim gördüğüm her iki gruptaki modellerden kendim için giyebilecek bir model bulamadım. Hele beach grubunda ki bikini ve mayoların model detayları hiç kullanışlı değildi. Bu modellerle  güneşte yanıldığında vücudunuz desenli ve hareli olur. Bu mayo ve bikiniden başka hiçbir şey giyemezsiniz. Güneşlenmek için her zaman daha sade ve vücuda izler bırakmayacak mayo veya bikiniler seçilirse bronzluğunuzun tadını çıkartırsınız. Yine de tüm defilede emek harcayanların ellerine sağlık ve bu mayo konseptin de şansının açık olmasını diliyoruz.



23 Mayıs 2014 Cuma

Hayaletler Moda


Son defilelerdeki mankenlerin surat renkleri hayaletleri andırıyor. Sezon başında Serpil Gömlek'leri firmasından gelen katalogtaki bu mankenlerin suratlarına baktığımda bu ne böyle dedim. Ama sonra herhalde son trend bu dedim. İler ki günlerde gittiğim bir çok defilelerdeki mankenlerin suratları o katalogtakileri andırıyordu. Bir yerde ölü suratı gibi donuk anlamsız, ruhsuz. Ben bu işi çok sevmedim. Çünkü bu renksiz ve durağan görünüş kıyafetlere yansıyor. Ortaya güzel bir görüntü çıkmıyor. İlk önce Louvition firmasının defilesiyle ünlenen bu kareografi tüm firmalar tarafından benimsenmeye başlanmış. Podyumlarda sürü hayaletler en güzel koleksiyonları sergiler oldu. Bu yeni bir trend. İnşallah bu trend fazla uzun sürmez. Çünkü renksiz,ruhsuz insanlar dünyanın en güzel giysisini de giyseler hiçbir işe yaramaz. Kıyafetler insanları şık,alımlı kılar. Hayatiyet,kişinin bakışları,gülüşü ve yaydığı enerji ile olur. Tüm bunlar kişiden kişiye değiştiği içindir ki her insan kendine has bir özellik taşır. Ve kıyafetlerde vücuduna da bir hayat verir. Şimdiler de moda olan podyumda ki bu cansız suratlarda hayat belirtisi olmadığı için bana güzel gelmiyor. Rengini kavrayamadığım     insanlar bana hep itici gelmiştir. Dileğimiz bu akımın biran önce bitmesi.








22 Mayıs 2014 Perşembe

Hemşire Haftasına Denk Geldi



Dün arkadaşım Ayşe'nin kızı butiğin önünden geçince annesinin hatrını sordum. Soma'ya gittiğini söyledi. Şaşırdım, kendisi ameliyat hemşiresiydi emekli olmuştu. Soma'da hemşire açığını duyunca insanlık namına yardım etmek istemiş.Ve bir kaç hemşire arkadaşlarıyla yola koyulmuş. Maden işçilerine yaptığı bu fedakarlıktan çok duygulandım. Aslında bende gitmek isterdim, ama ben ne doktor, ne hemşire olmadığım için bana ihtiyaç yokmuş. Geçen hafta hemşire haftası olmasıyla da çok anlamlı bir görevi üstlenmişler. Gerçekten insanı duygularını böylesi dile getirdikleri için allah razı olsun diyoruz. O ve onun gibi olanlar aldığı eğitimle kazandığı deneyim ve pratikliği ile bir çok cana yoldaş olacağına inanıyorum. Bu hemşire haftasında hiçbir etkinlik böylesi ses getiremezdi. Hemşirelik tarih boyu varlığını sürdürürken Floranca Nightingale'nin 1962'de İngiltere'de açtığı ilk Hemşire'lik Okul'u ile yaygınlaşan bir meslek haline gelmiştir. Genelde hanımların seçtiği bu iş dalı ile yüklendikleri mesuliyetleri , kazandıkları onur sayesinde hafifliyor. Ülkemizde herşey olduğu gibi hemşirelerin kıymeti her ne kadar bilinmiyorsa da onların güler yüzlülüğü, sevecenliği ve görev aşkları üstlerini giyilmiş bir elbise gibi duruyor. Ayşe hanım gibi tüm hemşireleri sevgiyle kucaklıyor aldıkları sorumluluktan dolayı kendilerini kutluyoruz.




20 Mayıs 2014 Salı

Lazer Kesimler Sezonun Trendlerinden


Tekstildeki ileri mühendislik teknolojileri ile yapılan ürünler hergün bizi daha fazla şaşırtıyor. Yılın son trendleri olan lazer deriler de uygulanan bu teknoloji harikalarla ortaya muhteşem şeyler çıkıyor. Gerek hakiki deri, gerek suni derilerde ise bu uygulamalar  çok başarılı. Günümüze dek korunmuş deri zaanatcılığını öne çıkaran ve günün trendlerini vurgulayan bu modeller herkesin beğenisini kazanıyor. Midilli derisi, sığır derisi gibi derilere gofraj, perforasyon ,yapıştırma, yontma ve lazer kesimler uygulanıyor. Ayrıca üç boyutlu desenlerde tasarlanabiliyor. Suni derilerin gerçek gibi göründüğü gerçek derilerinde karıştırıldığı bu eşsiz görsel şöleninden çantalar, ayakkabılar üretildiği gibi ceketlerde çok revaçta. Genelde  ceketler chanel tarzı modellerle karşımıza çıkıyor. Büyük küçük çantalar, bot tarzı ayakkabılar bu lazer kesimli derilerle yılın trendlerini belirliyorlar. Eski dönemlerde böyle bir ürünü yapmak için haftalar ve aylarca uğraşılırdı. Oysa şimdi bu ileri makinalarla derileri kumaş haline getirmek çok kolay. Klasikden sıkılmış farklılaşmak isteyenlerin tercih ettikleri detaylar lazer kesimlerden geçiyor.



19 Mayıs 2014 Pazartesi

Buruk 19 Mayıs



Bugün 19 Mayıs benim çocukluğumun Gençlik ve Spor Bayram'ı. Fakat 1980 yılında bu bayramın ismi Atatürk'ü Anma ve Spor Bayram'ı diye değiştirmişler. İkisi de birbirinden farklı değilse de Cunta yönetimi değiştirmeyi uygun bulmuş. Geçen gün çocukluk arkadaşım Mine'yle butikteydik. Gençlik yıllarımızı yad ettik. Aynı dönemin çocuklarıydık ben matematik o edebiyat bölümündeydi. İkimizde o yıllara göre uzun boylu sayılırdık ve gösterişli olduğumuz için tüm okul gösterilerinde vardık. Birden 19 Mayıs'da bizim spor hocasının ne denli heyecanlı olduğunu anımsadık. Kadıköy meydanındaki gösteriye gidene kadar Saniye hocanın sakinleşmediğini anımsadık. Şuanda o seneler çok geride ancak hafızalardan silinmeyen anılar çok. Benim hatırlamadığımı onun hatırlaması , onun unuttuğunu benim hatırlamam o yılları yad etmek çok güzeldi. Bir Tarih hocamız vardı ki 19  Mayıs'ın Türk halkı için bir başlangıç ve start alma vakti olduğunu  anlatır dururdu.  Aslında ilk önceleri bugünün bayram olarak kutlanmadığını Samsun'lular bugüne çok önem verirdi. Onlar bugünü Atatürk'ü Anma günü olarak kutlarmış. Sonradan İş Banka'sının o tarihte Samsun'da açtığı şubesi ile yaptığı organizasyon günün anlam ve önemini pekiştirmiştir. Ve zamanla herkesin kabulünü görmüştür. Bayram olması Atatürk'ün ölümünden 6 ay evvele denk gelir. Bütün bunları her sene ve defalarca anlatmaktan hiç bıkmazdı.Bu hikayenin  bu denli anlatılması bir yerde iyi olmuş. Çünkü bu detayları asla unutmamız mümkün değil. Atatürk'ün Cumhuriyeti gençliğe armağan etmesi onun ne denli ileri görüşlü olduğunu gösterir. Fakat bu yıl 19 Mayıs'ı çok buruk yaşıyoruz. Bu denli genç insanımızı maden ocaklarında yitirmemiz bizi derinden üzdü. Tüm etkinlikler iptal edildi. Dileğimiz bundan sonraki 19 Mayıs'ları gençlerin coşkulu olarak kutlamasıdır.




16 Mayıs 2014 Cuma

Türkiye Yasta



Her kanalda Soma faciası. Her gelen mutsuz, her gelen keyifsiz. 3 gündür butikte kimsenin ağzını bıçak açmıyor. Eksik kalan işleri, yanlış yapılanları hiçbirimiz  aldırmıyoruz. Bu böyle elbette ki devam etmez. Ancak şuanda acımız çok taze. Ölen onca maden işçisi, babasız kalan çocuklar, kocasız kalan kadınlar. Onların haykırışları içimizi acıtıyor. Manisa'nın Soma ilçesinde onca ocağı sönen yuva. Hepimizin kafasında bir sürü soru. 2014 yılında hala maden ocaklarında ölenlerin sayısı hayli fazla. Yurt dışına baktığımızda Almanya'da 35 senede 3 işçi, diğerinde 2, diğerinde 5. Ama bizde yüzlerce en  acısı kesin rakamlarla belirtilmemesi . Bu nasıl bir işletme. En önemlisi bunun nasıl denetlendiğidir. Beni a partisi, b partisi, c partisi hiç ilgilendirmiyor. Beni hangi ihmal ve hangi iş bilmezlik yapıldı da  bu kadar canı aldı,o ilgilendiriyor. Madenler devletindir,devlet bunu özel sektöre kiraladığın da kontrolü kendi elindedir. Burda devletin, özel sektörün tüm tedbirleri alıp almadığını,alınan önlemlerin ne denli yerinde olduğunu tespit etmesi önemlidir. Yani özel sektör daha fazla para kazanmak için hırsa bürünmüş olabilir. Ama ona dur diyecek bir devlet olmalı. Geçenlerde bu madenin özel sektöre geçmekle üretimini ikiye katladığına dair bir haber okumuştum. Doğru üretim arttı. Ama karşılığında 400 can alındı. İki kuruşa çalışan bu işçiler başka yerde iş olanağı olmadığı için yine madende çalışacaklar. Kredi borçlarının fazla olduğundan mecburen yolları maden ocaklarından geçecek. Tüm temennimiz bu musibetin, bin nasihata dönüşmesidir. Ölenlere rahmet, kalanlara sabır diliyoruz. Ve ne olur madenlerin iş güvenliğini koruyun. Bu bir yazgı değil, bu bir kısmet olamaz. Niye diğer ülkelerde olmuyor?. Devletimiz uyuyor mu ?






15 Mayıs 2014 Perşembe

Yurt Dışı Girişimcilerine


Geçen hafta butiğe bir kargo geldi. İçinde katalog var gibiydi. İçimden alla allah katalog mevsimi de bitti dedim. Kargoyu merakla açtığımda içinde bir davetiye ve bir mecmua vardı. İncelediğimde Dosso Dossi magazinden geldiğini gördüm. Türkiye'nin her geçen gün tekstilde ne denli geliştiğini fark ettim. Dosso Dossi 5 yıldır Antalya'da yılda iki kere moda haftası düzenlediğini öğrendim. Bir çok Türk firmalarının katılımıyla yaptığı bu muhteşem organizasyonda Türk firmalarını tanıttığı kadar, gelecek sezonun tüm trendlerini de tanıtıyor. Bu fuara gelen bütün yabancı firmalar bütün modelleri ve firmaların defilelerini tek bir platformda ulaşabiliyorlar. Aynı zamanda da tatil fırsatı yakalıyorlar. Yurt dışından gelen mağazacılar ve girişimciler için çok iyi bir fırsat. Tüm ürünleri bir arada görüp sakin kafayla kombin yapmaları çok daha kolay. Bir mağazadan, öbür mağazaya gitmek, trafikte sürünmek yerine bir çatı altında tatil keyfi ile işlerini halletmeleri daha kolay. Ayrıca bu firmanın işini çok iyi takip ettiğini bize telefon açıp kargonun elimize ulaşıp ulaşmadığını sormalarından anladım. Dosso Dossi bu yeni girişim şeklinden dolayı kutlar Türkiye'nin kaliteli tekstil ürünlerinde başı çekmesini dileriz.