Translate

29 Kasım 2013 Cuma

Dillerden Düşmeyen Siyah Elbise

 Butiğimiz de  haftanın konusu geçen bölümdeki  Kanal D İntikam dizisinde Beren Saat'in giydiği siyah elbise ve saks paltosuydu. Moda ile ilgili açılan sohbetlerin tümü oraya bağlanıyordu. Diziyi seyreden, seyretmeyen herkesin bu şıklıktan haberi vardı. İntikam dizisinin stylingleri Hafize ile Seda Çeliktürk'ü kutlarız. Gerçekten çok başarılılar. Benim takip ettiğim bir dizi değil ancak zaman zaman giyimleri merak ettiğim için takılırım. Geçen haftada tesadüfen karşıma çıkan siyah derin dekolteli elbiseye bayıldım. Gucci markalı bu elbise çok konuşulacağa benziyor. Birde saks bir palto giymişti ki oda Armani'ydi gerçekten de yıkılıyordu. Görüldüğü gibi her zaman şıklık çok pırıltılı ve çok şaşadan geçmiyor. Bu çok sade parçalar klasikliği ile öne çıktı. Elbise için seçilen kartal motifli aksesuar kıyafeti konuşturmayı başarmıştı. Tüm bunların yanında Beren Saat'in hakkını da yemememiz lazım. Ufacık, incecik bir hatunun kıyafetleri böylesi güzel taşıması vücut dilini çok iyi kullandığını gösterir. Seçilen tüm kıyafetlerin hakkını veriyor. Stylinglerin başarıları kadar Beren Saat'in başarısı da malum.





28 Kasım 2013 Perşembe

Patentini Alamadı



Şimdilerde stilettoların ve gova ayakkabıların tabanları kırmızı.2 yıldır devam eden bir trend .Bunu ilk tasarlayan tasarımcı Fransız asıllı Cristian Louboutin. İlk zamanlar kırmızı tabanlı ayakkabı gördüğümüz de aklımıza sadece  Louboutin gelirdi. İlerleyen zamanlarda birçok markalar ve kolay ulaşılabilir piyasa da ayakkabıların tabanlarında bu detayı görmeye başladık. Fakat her bu tarz ayakkabı gördüğümüzde Louboutin'nin  ayakkabısı olarak algıladık. İşte marka bilinirliği böyle birşey. Piyasaya yeni çıkan bir model tasarımcısıyla bütünlenince isterse bütün dünya yapsın yine de ürünü ilk yapanın adıyla gündeme gelir. Bu detay çok sevilmiş ki isimsiz üreticilerin yanında Nursace, Lifsanloren gibi dünyaca ünlü markalar kırmızı tabanı kullanmışlar. Louboutin bu detayı kullananlara davalar açmış. Fakat sonucu hep hüsran. Verilen kararlar kırmızı rengi herkes kullanabileceği için patentini Louboutin'a vermemişler Bütün davaları kaybetmiş. Bir söyleyişinde taklit edilmek hevesimi kırmıyor sözü üzerine çalışmalarına devam etmiştir. Tüm dünya da bu kırmızı tabanların algılamalarında onun ismi yer alıyor .Meyva veren ağaç taşlanır. Her ne kadar markalar taklit edilmelerinden şikayet etseler de bu işten nemalandıklarını unutmasınlar. İyi şeyler taklit edilir.





26 Kasım 2013 Salı

Bir Öğretmenler Günü Daha Geçti



24 Kasım Pazar Öğretmenler Günü'ydü. Öğretmen olan dost ve müşterilerimizin bu özel gününü gerek telefonla, gerek sosyal medyadan kutlamaya çalıştık. 1928 yılının 24 Kasım günü yayınlanan millet mektepleri talimatnamesi  ile yakından alakalıdır. O yılın 3 Kasım'ında çıkan Türk harfleri kanunundan sonra 16-45 yaş arası yeni yazının öğretilmesi hükmü 24 Kasım 1928'de verilmiştir. Cumhurbaşkanı da tüm bu okulların baş öğretmeni olarak atanmıştır. O dönemin Cumhurbaşkanı Atatürk idi. İşte Mustafa Kemal'in başöğretmen olarak bilinmesinin gerekçesi budur. Büyük çalışmalar sonucu latin alfabesini çok kısa sürede tüm millete öğretmiştir. Halk evleri ve halk adaları bu işin başarısında büyük payları vardır. Ancak kutlanan bu öğretmenler günü 1981 Cunta döneminin kararıdır. Laik, çağdaş öğretmenlerin yetişmesi dileğiyle. Tüm öğretmenlerin öğretmenler günü kutlu olsun.



22 Kasım 2013 Cuma

Tatilde Ayakkabı



Bütün bir yaz boyunca şıpıdıklarını ayağından çıkartmamış ve dolayısıyla sonbaharın gelmesine ayakları isyan eden biri olarak, benim için en ideal yürüme ayakkabılarından bahsetmek istiyorum. En baştan söyleyeyim, kişisel tercihimdir, valla reklam almadım :) (Sevgili Aslın ve Yeliz, beni şimdiden affedin)

İlk sözüm bayanlara- yürümeyi becerseniz dahi kesinlikle ve kesinlikle topuklu ayakkabı ile yola çıkmayın (otobüs - havaalanı vb..) Yok bavul taşı, yok koştur, en başından ayaklara eziyeti yapmış olursunuz. Ben topuklu ayakkabılarla yürümeyi pek beceremediğimi itiraf etmeliyim. Buna rağmen iş için tek günlüğüne topuklu ayakkabı ile gittiğim bir Paris seyahatimin, Louvre müzesi önünde 2 saat taksi bulamadığım için yürüyüp, sonrasında da hava limanında bomba ihbarı yüzünden?? ayakta saatlerce beklememden dolayı ne kadar eziyete dönüştüğünü, akabinde birkaç gün yürüyemediğimi halen unutabilmiş değilim.
Çok zorda kalmadıkça bot giymeyi de tercih etmiyorum. Araçta ayakları şişiriyor, kan dolaşımını engellediğinden. Uçakta da aynı şekilde, üstelik güvenlikten geçerken zorla çıkarttırmaları da cabası.
Seyahatin kendisine geldiğimizde ise, bir şehrin tadının yürüyerek çıkartılabileceğini, ancak o şekilde o ülkenin -kültürün tanınabileceğini düşünüyorum. Bu sebeple de ya babet / şıpıdık gibi düz modelleri ya da lif style spor ayakkabılarını (gündüz gezerken özellikle) tercih ediyorum. Bu konuda beni en çok yoran, ayağımı vuran ve tabanımı ağrıtan "lifestyle" Nike ayakkabılar oldu. Adidas'ın da lifestyle modelleri taban ağrıması konusunda bir tık daha iyi olsa da, gene de listede alt sıralarda. Onitsuka Tiger ların klasik modelleri (pinpon için olan, sahteleri de satılanlar) eldiven gibi olduğu için ilk başta süper rahat geliyor ancak tabanı çok düşük olduğu için o da ağrı yapabiliyor. Bir de çorapla olmuyor bunlar. New Balance idare edebilir, tabanı daha kalın (eğer süet ise yağmurda nanay). 
Ve all time favourite: Camper. İster klasik altı yuvarlak  tabanlı olsun, ister düz tabanlı olsun ya da isterse önü açık vb olsun.Cidden bu ayakkabılar tam olarak yürümek için yapılmış. Sanki ayakta birşey yok, bulutların üzerinde yaylanıyorsunuz. Yeşim ile Madrid'de buluştuğumuz 3 günlük seyahatin, sabah 9 dan akşam 24'e kadar yürüdüğümüz 2.gününde ilk gün Tiger, ikinci gün Camper giydim. İlk günden kaynaklı ayak sızlamasına rağmen ikinci gün performansım iyiydi :))

Keep on walking... dünya küçük!

Konuk Blogger :http://dunya-kucuk.blogspot.com



21 Kasım 2013 Perşembe

Kıyafetlerin Temizleme Problemleri


Satın aldığımız kıyafetlerin  bir, iki giymeden sonra temizleme problemi gündeme gelir. Eğer kumaşın cinsini bilirseniz nasıl temizleneceğini çözersiniz. Ancak herkesin bunu bilmesi imkansız. Onun için en yakın kuru temizlemeciye  göndermekle işimizi çözeriz. Bazı tekstil üreticileri de risk almamak adına ürünün içine sadece kuru temizleme yapılır etiketi koyar. Böylece işler daha kolaylaşır. Ancak bazen kuru temizlemeye verdiğimiz ürünler bozulmuş olarak geri gelebilir. Geçen gün bir müşterimizin başına böylesi bir olay gelince çok sinirlendi. 3 yıllık ceketini defalarca temizlemeye verdiği halde küçülmüş olarak geri geldi. Tabi bu eşyanın tabiatına aykırı. 5 kereden sonra 6. kerede küçülmüş gelmesi şaşırtıcı. Temizleyicinin  yaptığı hatayı kabul etmemiş olması ayrı bir konu. Müşteri püskürünce tüketici hakları zart, zurt mecbur yumuşamış. Müşteri ile beraber butiğimizden bir ceket alarak hatasını ödedi. Her kim ki, hangi işi yaparsa yapsın doğru ve dikkatli yapmak zorundadır. Yoksa sonuçlarına  katlanır.






20 Kasım 2013 Çarşamba

Boyundaki Kalın Zincirler



Aksesuarlar kıyafetinizi konuşturan, renklendiren detaylardır. Herkesin tercihi ayrı ayrı olsa da birde yılın trendleri vardır ki onlarda önde gider.  Bu yılın önde giden kolye trendleri boyundaki tasma tarzı kolyeler. daha çok kalın zincirden yapılmış, kat kat altında ufak aksesuarları olan halat tarzını andıranlar en gözdeleri. Renkleri altın rengiyle, beyaz gümüşün karışımından oluşuyor. Chanel ve Michael Korse gibiünlü tasarımcılar  bu yıl ki  koleksiyonlarında fazlaca kullanmışlar. Bazılarımız daha küçük ve imitasyon olmayanları tercih etse de moda her zaman kendi akımını sürdürür. Tasarımcılar değişik değişik çizgilerle bu akımı karşımıza getirir. Sonbahar- Kış sezonundaki giysilere de çok yakışıyor. Ve bu giysileri de renklendirip, canlandırıyor. Geçen yıl ki yaka modasının yerini bu sene bu büyük zincirler aldı. Söylemesi bizden, takması sizden.






19 Kasım 2013 Salı

Abartılan Dekolte



Jamie Alexander, Thor (Karanlık Dünya)   filmindeki sif karakterini canlandıran aktrist. Film iki, üç günde iki milyonu geçen bir grafiği yakaladı. Bu filmin galasında Jamie Alexander'in giydiği kıyafetle büyük sansasyon yarattı. Hoş bu denli dekolte bir kıyafetin sansasyon yaratmaması mümkün değildi. Bana göre zaten böylesi açık bir kıyafetle galaya katılması bizim Jamie'nin amacına ulaşmış olduğunu gösteriyor. . Çok hoş ve güzel vücutlu bir hanım. Ancak bu asimetri dekolte ile vücudunun tüm kıvrımlarını sergilemesi hem güzel olmamış, hemde fazla olmuş. Dekolte giymenin tek ve yegane kuralı vücudunun hangi bölgesini göstermek istiyorsan vücut ölçülerine göre açarsın. Hem sırt, hem göğüs, hem bacak dekoltelerini tek bir kıyafetle sergilediğimizde ortaya basit bir kavram çıkar. Bu kıyafette olduğu gibi her tarafın açık olması ilgiyi çekti çekmesine ancak basit görüntüyü silemedi. Bikini giyseydi daha kibar ve kapalı olurdu. Tüm poposunun ve bacaklarının açıkta olması siyah elbisesinin asaletini bozmuş. Filmi çok met ediyorlar. En yakın zamanda seyredeceğim. Sonuç film amacına ulaştı, sen de ulaştın mı Jamie ?






18 Kasım 2013 Pazartesi

Renklerin Gücü



Bu haftaki yeni vitrinimizin konsepti sonbaharda iş kadınının imajı. Renkleri lacivert ve taba. Benim en çok sevdiğim iki renk. Lacivert renginin bilimsel araştırmacıların söylediklerine bir göz atarsak sonsuzluğu, otoriteyi, verimliliği simgelediğini görürüz. Kozmik renk olarak kabul edilse de iş dünyasında beyaz gömlekliler lacivert rengini çok kullanırlar. Kendilerini bu renkle daha başarılı ve güçlü gözüktüğüne inanırlar. Lacivert rengin karizmatik ve inandırıcı bir görünüm sergilediği kesin. Hatta bir çok dünyaca ünlü firmalar logolarında lacivert rengine fazlaca yer verirler. İşte bu rengi taba ile birleştirdiğimizde daha canlı görünüm kazanıyor. Taba doğadan gelen anaç bir renktir. Bu otorite ve güçlü  rengi doğanın yumuşaklığıyla birleşince çıkan sonuç iç açıcı oluyor. Vitrinimiz sokaktan gelen geçenlerin beğenisi ve sosyal medya paylaşımlarında sevilince bizi mutlu ediyor. Darısı diğer vitrinlerin başına.



15 Kasım 2013 Cuma

Evinizin Kıyafeti Dekorasyon





Sade giyinmeyi seven biri bile olsanız, kıyafetiniz karakterinizin bir yansımasıdır. Hele aksesuarlar...Üç kişiye ayni beyaz tshirt,kotu giydirseniz bile her biri aksesuarları, fuları, ayakkabısı ya da çantası ile farklı hale getirecektir.
  • Evlerimizde de aynısı geçerli aslında. Her ne kadar evler için ayni dekorasyon stilleri (kazulet gibi televizyon üniteleri ve amacına uygun kullanılmayan L koltuklar gibi) empoze edilmeye çalışılsa da, evlerimizin kıyafeti olan dekorasyon da karakterimizin bir yansıması. Bu sebeple çok beğendiğiniz popüler bir aksesuar, mobilya vb alacaksanız bile, onu kişiselleştirerek evinizi size özel hale getirebilirsiniz.
    Kişiselleştirmekten kasıt o L koltuğa en sevdiğiniz renk ya da desende ki yastığı koymak, standart bir rafa en son gittiğiniz seyahatten aldığınız bir objeyi yerleştirmek, hatta sevdiklerinizle çekilmiş bir fotoğrafı duvara asmak bile olabilir.
    Ev dekorasyonu ile kıyafetlerin bir başka ortak yönü de mekanınızı tanımak. Kendine yakışanı giymek bir kadının vücudunu iyi tanımasından geçer. Ona göre kusurlarını kapatır, iyi yönlerini ön plana çıkartır. Evlerde de mekanı tanımak ve mekana göre çözümler üretmek çok önemlidir. Minnacık bir salona kocaman koltuk takımı alırsanız geçecek yer olmaz ve görsel dengeyi yaratamadığınız için mekanı etkili kullanamamış olursunuz. Ya da az ışık alan yatak odanızı buz mavisine boyamaya kalkarsanız ışık almadığı için mavi çamurumsu bir griye dönüşecektir.
    Konuk Blog Yazarımız: Belin Alev http://dunya-kucuk.blogspot.com





14 Kasım 2013 Perşembe

Rahatlıktan Vazgeçemeyenler




Yılın akımlarının en iyi göstergesi sokak modasıdır. Modacıların bize dikte ettiği trendler eğer sokak modasında önümüze çıkmazsa işte o zaman abesle iştigal olur. Geçtiğimiz Pazar İstanbul'da  güneşli, güzel bir hava varken kendimi dışarı attım. Bu Pazar gezisindeki izlenimim her zaman olduğu gibi insanların üstünde ki kıyafetlerdi. Herkesin ayağında bir jean pantalon veya eşofman, düz botlar veya spor ayakkabılar. Üstlerinde de çeşit çeşit montlar. Deri monttan tutun, yağmurluk kumaşından olanlar veya pamuklu kumaştan yapılanlar. Yürüyüşte çok terleyenler de montları bellerine bağlamışlardı. Ve Pazar gezisinin keyfini çıkartıyorlardı. Bu tatil gününde en rahat kıyafetlerle ortalıktaydılar. İş hayatının stresinden topuklu ayakkabı ve stil görünmenin dışında rahat görünüyorlardı. İzlenimlerimden çıkarttığım sonuç spor kıyafetlerde yine eşofman, yine jean pantalon, yine spor veya düz botlar ve vazgeçilmeyen montlar. İşte bu tatil gününde en çok kullanılan parçalar. Elbette bunlar da günün çizgilerini barındırıyor. Spor kıyafetin rahatlığı tartışılamaz.






13 Kasım 2013 Çarşamba

Butikte Maç Sohbeti




Cumartesi günü kadrolu müşterimiz yeni sezondan aldığı 3,4 kıyafetten sonra Pazar günü oynanan Galatasaray- Fenerbahçe derbi maçına gitmek için eşofmanlara bakmak istediğinde o anda olay koptu. Butikte bulunan biri Galatasaray'lı, biri Fenerbahçe'li müşterilerimizde maç sohbetine girdiler. Doğal olarak Galatasaray'lılar kendi takımını korumaya çalışırken, diğeri de onu karalamaya çalışıyordu. Mesele de uzuyordu. Bu arada bizim ki eşofmana bayıldı. Aldığı diğer parçalarla onu da paketledik. Fakat o da sohbetin içine girdi. Sonuç bizim butikte hummalı bir tartışma hiç bitmiyordu. Galatasay'lıların Aziz Yıldırım'ı suçlaması, Fenerlilerin Galatasaray'ı karalama şeklinin sonu gelmiyordu. Fenerbahçe'li benden teyid istiyordu. Evet ben Fenerbahçe'liyim ama fanatik biri değilim. Hukuk içinde iyi olanın kazanmasını isterim. En sonunda eşofman alana yarın orda en iyi oynayanı göreceksin dedim. Allah'tan gitmesi gerektiğini hatırladı. Onu yolcu ederken başka bir konuyla sohbete başladık. Çok şükür maç konusundan kurtulduk.