Translate

29 Mart 2013 Cuma

Sivrilen Burunlar Ve Renkli Topuklar





Bu yılın son trendlerinden biri olan stiletto ayakkabılar bu yazın da vazgeçilmezleri arasında. Tabi yaz renklerine bürünmüşler. Ve genelde keten kumaştan olanlar daha gündemde. Ayrıca en büyük özellikleri  kendi renginde topuklara sahip olmaları. Bu sezonun en vurucu trendi, ayakkabı burunlarının sivrilmesi ve renkli topukların önde olması. Ara ara platformlulurda gözümüze çarpıyorsa da sivri burunlu renkli stilettolar önde gidiyor. Bu tarz ayakkabıları, günün trendleri olan dar kesim jean ,kanvas pantalonlar, kalem eteklerle yazlık belden kloş elbiselerle kombinleyebilirsiniz. Şüphe yok ki kıyafeti gösteren ayakkabıdır. İşte o noktada az bir topuk bile kıyafeti daha çekici kılar. Ve daha enerjik görünürsünüz. Bizde Yıldız Butik olarak butiğimize ve online sitemizde satışa sunduk. Moda değişimdir, sizde değişime ayak uydurun.





26 Mart 2013 Salı

Baştan Yarat Programı Başlıyor


Show TV'deki Emel Acar'ın sunduğu En Baştan adlı programı yeniden başlıyormuş. Geçen yıl yayında olan bu programı bazen gece tekrarlarında yakalıyordum. Aslında ben bu programın Home Tv'deki  yabancı verisyonunun müdavimiydim. Şimdiler de  Show'daki bu program onun light şekli, ama olsun yine de keyifli. Yabancı versiyonunda konu mankenleri daha uzun bir süre içinde daha kalıcı ameliyatlarla forma sokuyorlardı. Show TV'deki ise daha ufak dokunuşlarla hanımları düzeltmeye çalışıyorlar. Ama bu kadarı bile çok başarılı oluyor. Emel Acar'ın programda uyguladığı 'Çirkin kadın yok, bakımsız kadın var' deyimi de çok yerinde. Botoks ve dolgularla düzeltilen suratlar, diş estetiği, saç rengi, kesim modelleri ve güzel bir makyajdan sonra Emel hanımın gustosuyla seçilen kıyafetler. Gelen hanımları baştan yaratıyor. Hele sonunda akşam yemeği organizasyonu da olayı daha da şıklaştırıyor. İşte kadın olmak böyle birşey. Detayları ortaya çıkarttığımızda bambaşka biri olabiliyorsunuz. Programdaki uzman kadro tüm bu noktaları göz önünde tutarak yapılan düzeltmeler sonunda iyi bir iş çıkartıyorlar. Yeni yayın döneminde başarılar diliyoruz.



25 Mart 2013 Pazartesi

Ne Giyeceğimizi Şaşırdık


İstanbul'da hava bir soğuk, bir sıcak. Ne giyeceğimizi şaşırmış durumdayız. Sezon açıldı, butiğimiz renk renk çok eğlenceli. Bütün ürünleri bir an evvel giymek istiyoruz. Ancak hava henüz müsade etmiyor. Butikteki alışverişlerde tıpkı havalar gibi. Güneş biraz kendini gösterdiğinde kıştan kalma indirimli ürünlerin kimse suratına bakmıyor. Herkes yeni sezon ürünlerini tercih ediyor. Soğuk ve yağmurlu günlerde son indirimde olan kıyafetler daha çok ilgi görüyor. Bu ürünlerinde fiyatları çok cazip tabi. Geçmiş senelerde sezon açıldığında eski ürünleri kaldırırdık. Sadece sezon ürünleri olurdu. Oysa şimdi yazlığı da ,kışlı da hepsi bir arada duruyor.
 Tıpkı evdeki gardroplar gibi. Kışlıkların yanında baharlık ürünler. Mevsim diye birşey kalmadı. Bir kış gibi, bir yaz gibi anlayacağınız bu mevsimde günlük kıyafetleri ayarlamak herkesi zorluyor. İyisi mi her türlüsü elimizin altında olsun havaya göre giyinelim.




22 Mart 2013 Cuma

Dillerden Düşmeyen Tuvalet


Şimdilerde abiye kıyafet denilince akla yaklaşık bir ay evvel Beren Saat'in ''İntikam'' dizisinde giydği uçuk çağla yeşili elbise akla geliyor. Herkesin dilinden düşmeyen bu elbiseyi Özgür Masur İntikam dizisi için Beren Saat'e tasarlamış. Gerçekten çok şık ve dillerden düşmeyen bir elbise olmuş. Özgür Mansura ellerine sağlık diyoruz. Bu elbise konu mankeni olan Yağmur karakteri ile Beren Saat'e göre tasarlanmış.Çok zayıf ve minyon bir yapıya sahip olan Beren Saat kıyafeti çok iyi taşımış taşımasına da bu kıyafet her bedende güzel durmaz. Dekolte kısımları kişiye özel hazırlanmış. İşte tasarım kıyafet böyle birşey. Sadece kıyafet dikilecek vücudu düşünülerek tüm detaylar ona göre hazırlanır. Fakat yine de şans işidir, bazen umduğumuzu bulamayabiliriz. Ancak konsefsiyonda  üstünüze hangisi uyuyorsa onu alma şansına sahipsiniz. Özel tasarımlarda ne çıkarsa bahtınıza ...




21 Mart 2013 Perşembe

90'ların Modası Yine Atakta




Bazı modacılar bu sezonu 90'ların tarzına benzetiyorlar. Haksızda sayılmazlar. 90'lara bakıldığında bu sezonun tüm trendlerini görür gibiyiz. Jean pantalonlar, jean gömlekler, kısa üstler, uzun eteklerle postal tarzı ayakkabılar, ucu sivri stelettolar, danteller, çizgiler, çiçekli dar pantalonlar hepsi bize 90'ları hatırlatıyor. Renkler bile aynı. Pembe ve mint yeşilinin önde olması bile benzer tarzları anımsatıyor. 13 sene sonra da olsa bugünün trendleri ile çok uyuşuyor. Kuşkusuz moda dönüp dolaşır tekrar geri gelir. Fakat bazen öyle bir küçük detay barındırır ki sizin sandıkta sakladığınızla örtüşmez. Bu hesapları modacılar çok iyi yapar Sizin sakladığınız yine aykırı kalır eski olduğu belli olur. Onun için siz siz olun yine modası gelir düşüncesiyle bir ürünü saklamayın. Çünkü günün çizgisi detaylarda saklıdır. Her ne kadar 90'ların modası deniyorsa da amaç içlerinde size yakışanı bulmaktır.






20 Mart 2013 Çarşamba

Değişik Sunumlar




İstanbul Fashion Week'in 3. gününde defile hazırlayan tasarımcılardan biri de Nazlı Bozdağ oldu. Dikkati özenle hazırlanmış deri kıyafetler çekti. Modeller sade ve giyilesi parçalardan oluşmuştu. Ayrıca derilerin renkleri de çok güzeldi. Bazılarına göre mankenlerin saçları ve makyajları çok sıradan gibi gelse de bence çok iyi ve natureldi. Yanı sokak modasında kullanılabilen giysilerdi. Çünkü bu tarz podyumlarda bazen öyle modeller karşımıza çıkıyor ki benim diyen kadının bile bunları kullanmaya cesareti olmuyor. Ama Nazlı Bozdağ'ın tasarladıkları herkesin kullanacağı tarzda. Bence,  o bu defilenin ses getirmesi için kıyafetlerden çok sunumuyla ön plana çıkmak istedi. Podyuma çıkan mankenlerin her köşede heykel gibi durmaları değişik bir gösteriydi. Kıyafetleri böylesi değişik bir konseptle sunması defileye bayağı bir ses getirdi. İşte bu tarz defilelerin asıl sebepleri marka bilinirliğini ön plana çıkartmak için yapılan atraksiyonlar çok önemli.



19 Mart 2013 Salı

Kıyafetlerdeki Askılar


İstanbul moda haftasının en ses getiren tasarımcılarından biri olan Tuvana Büyükçınar Demir'in defilesi görülmeye değerdi. Trend çizgilerle tasarladığı kıyafetler göz alıyordu. Kullandığı mankenlerin her biri kıyafetleri çok iyi taşıyordu. Mankenlerden biri de Çağla Şikel'di. Baktım da Çağla hanım kıyafetin askı görevini hala çok iyi yapıyor. İki çocuk annesi olmasına rağmen hala çok fit ve çok ince. Giysileri inanılmaz iyi taşıyor. Bence Tuvana Çağla gibi bir mankene yer verdiği için çok doğru bir karar almış. İstanbul Fashion Week Moda Haftasında çokça yabancı manken kullanılmış. Ancak Çağla yabancılara taş çıkartırcasına podyumdaki tavrı, duruşu ile son derece başarılıydı. Dolayısıyla sergilenen kıyafetler de çok güzel görünüyordu. Dekolteler, tüller, delikli kıyafetler Çağla'nın üstünde çok dikkat çekiciydi. Çağla'ya da Tuvana gibi iyi tasarımcılar lazım elbette. Doğru kıyafet,  doğru vücutla kendini gösterir.








18 Mart 2013 Pazartesi

Fashion Week


 Bu yıl Mercedes firmasının sponsorluğunda yapılan Fashion Week moda haftası son buldu. Ve beraberinde bir çok spelükasyonları geride bıraktı. Dünyadaki dört büyük fashion week moda haftalarından sonra Türk versiyonuda 8. yılını tamamladı. İlk önce tüm tasarımcıların ve emek veren herkesin eline, yüreğine sağlık diyoruz. Elbette yapılan bu organizasyonlar tüm dünyada Türkiye'nin ses getirmesi adına çok önemli. Bence henüz bu kıvama gelmedi. Verilen çabaların, harcanan paraların yerini bulması için daha çok yol kat etmemiz gerektiğini  düşünüyorum. Bu tarz organizasyonların basın tanıtımı olmazsa olmazlarındandır. Dolayısıyla tüm basın kuruluşlarına aynı uzaklıkta olması gerekirken 8. Fashion Week moda haftası sadece Wouge dergisine verilmiş.  Bu tarz tanıtımların bir basın kolunun tekelinde olması bence büyük bir şanszlık ve organizasyon adına bir eksikliktir. Dünyada yapılan moda haftaları seviyesine gelmek için tanıtım ve basın kısmını çok iyi organize etmek lazım. Yoksa dar bir çerçevede tıkanıp dururuz. Amaç moda alanında  Türkiye'de var demek ise, tüm doğruları hayata geçirmemiz lazım. Temennimiz dünyada 5. moda haftası olarak tanınmamız.




15 Mart 2013 Cuma

Jeanlar Renklendi





Yine bu yazın gözde trendlerinden jean pantalonlar. Ortamına göre ister şık bir bluzla, ister spor bir ceket, ister penyelerle kombinleyebiliriz. Bu pantalonlar gardropların vazgeçilmezleridir. Ayrıca bu yılda bir sürü renk alternatifleriyle önümüze çıkıyor. Klasik renklerin yanı sıra kırmızı, saks, sarı, pembe, bej renkleri çok seviliyor. Skin modeller başı çekiyor. Bahar dendiğinde sokak trendinin en çok kullanılan ürünleridir. Ayrıca bu sezon gömlekleri de çok revaçta. Ve 2013 ilkbahar- yaz modasına damgasını vurdu. Böylece sezonun alışveriş listesinin ilk sırasında olması gerekenlerden. Asla modası geçmeyen jean pantalonlar bu sezon mutasyona uğramışcasına renkleri üstümüze üstümüze geliyor. Gelde alma. Haydi herkes renklensin :)






12 Mart 2013 Salı

Poşetlerde Renk





Bizim gibi butiklerde dışarıdan bakıldığında, bir sezon biter diğeri açılır gibi  görülürse de arkadaki mutfakta çok şey pişer. Sezon açmak sadece yeni ürünlerin gelmesiyle olmaz. Butiğin içinde yapılacak küçük değişiklikleri ve o sezonu hatırlatan renkleri içeren vitrin tasarımı, poşetlerin konseptlerinin değişimi. Tüm bunlar her sezonda kafa yorduğumuz konulardır. İşte bu konulardan birtanesi olan poşetlerin renklerinde tıkanıp kaldık. Bir türlü ne renk yapacağımıza karar veremiyoruz. Her kafadan bir renk tercihi olunca büsbütün kafalar karıştı. Butiğimizden veya online alışveriş yapanlar bilir. Poşetlerimiz çevreci davranışımızdan dolayı kumaştan yapılmıştır. Çoğu bunları plaj çantası, alışveriş torbası, bayanların el işi torbaları haline gelmiştir. Birde evden yemek götüren erkeklerin beslenme çantası olarak kullanılıyormuş. İşte bu noktada kocalarına yemek veren bayanların tercihi koyu renk. Çünkü kocaları çok renkli çantayla işe gitmek istemezmiş. Başkalarının tercihi ise canlı ayrı ayrı renklerden yana. Fakat hiçbirinin tercihi diğeriyle örtüşmüyor. Böylece bizde ne yapacağımızı kestiremedik. Kararımız facebookta bir anket yapıp sonuca bakmak olucak.


11 Mart 2013 Pazartesi

Erkek Kadın Olunca

Geçtiğimiz günlerde kutladığımız kadınlar günü bayağı hareketli geçti. Kadınların sabahtan başlayan telaşları çok eğlenceliydi. Ev kadınlarının sabah sabah kuaförde soluk almaları,süslenmeleri sonrada kadın kadına bir öğlen yemeğini kendilerine hak görmeleri çok hoştu. Çalışan kadınlar  programlarını akşama bırakmışlardı. Bende geri kalırmıyım ? kızımla akşam yemeği programı yaptık. Herkes sokaklardaydı. Kadınlı erkekli herkes kadınlar gününü kutluyordu. Masadaki çiçeklerde kadınlar içindi. Birden medyada gördüğüm kadın kılığına girmiş erkek sanatçılar geldi. Alican Yücesoy, Murat Başoğlu, Enis Arıkan,Sümer Tilmaç.Eylemlerinin amacı kadın şiddetine karşı çıkmak, ve kadın haklarını korumaktı.  Bu düşündürücü eyleme katıldıkları için onları yürekten kutluyoruz. Diğer taraftanda yaşadıkları zorlukları dile getirmeleri çok eğlenceliydi.


                                                                        Sümer Tilmaç

                                                                             Enis Arıkan




7 Mart 2013 Perşembe

Sevince


Butikte son indirim devam ederken perde arkası süren yeni sezon çalışmaları son hız devam ediyor. Tasarlanan modeller, kombinlenen ayakkabıların tarzları ve renkleri,çanta ve aksesuarların teminleri süre gelen çalışmalar. Tabi her biri ayrı ayrı semtlerde olduğu için tüm bu hazırlıklar yaklaşık bir ayı buluyor. Ve sonunda yeni vitrin tasarımı ile başlayan yeni sezon. Butiğimiz her altı ayda bir yenilenir. Yapılan işin sorumluluğunu taşıyabiliyorsak ve işimizi seviyorsak verdiğimiz mücadele ve yaşanan yorgunlukları göz ardı edebiliriz. Benim bu işte ki 33 yılım. Yani 66 sezonun hazırlanması. Yine de her sezonda ayrı bir heyecan.  Hayatınızdaki görsellik ön sıralardaysa bu işi seçebilirsiniz. Tıpkı bir yemeğin tadı kadar sunumu, bir evin konumu kadar dekore etme şekli, bir insanın eğitimi kadar dış görünüşü tüm bunlar bir bütünü ifade eder. Ve kusursuzluk bütünde saklıdır. Severek ve isteyerek yaptığınız her iş uzun ömürlü olur. Yılmadan, yorulmadan yapılan çalışmaların meyvaları bol olur.

6 Mart 2013 Çarşamba

Bizim Fularlar


Eskiler Mart ayı için '' Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır '' derlerdi. Doğru mevsimsel olarak ilkbaharı müjdelerse de bu herzaman böyle olmaz. İçinde kış kadar soğuk günleride barındırır. Bir de bu ayın özel cemreleri  vardır ki havaya,suya,toprağa düşer. Şu cemre işini oldum olası anlayamamışımdır. Bu cemreler ekvatora veya kutuplara düşmez mi ki ? Sadece Türkiye'ye mahsus birşey midir bilinmez ? İşte onun için bazıları kaypak Mart der. Diğerlerine göre Mart ayı dert ayıdır. Çünkü esnafların,işletmelerin vergi ödeme ayıdır. Bütçelerine ek harcama getirdiği için sevilmez. He birde kedilerin üreme ayıdır. Devamlı miyavlamaya başlarlar. Eleştirmekle bitirilemeyen bu ayın en büyük özelliği Dünya Kadınlar Gününü barındırmasıdır. Mart dendiğinde kadınların daha fazla özgürleşmesi adına verilen mücadele de akla geliyor. İşte bu nokta da bir çok siyasi partiler ve yerel yönetimler kolları sıvar. Bugüne özel hazırlık yapmaya başlarlar. Eh halkın yarısı kadın ise oyların yarısını garantilemek adına verdikleri mücadele yerindedir. Kadın dendiğinde kendisinden başka yetiştireceği çocuklarında oyların toplamıdır. Geçen gün butikte fularlar azalınca tedarik etmek için ithalatçı firmaya gittiğimde tüm fularların Ümraniye Belediyesine satıldığını öğrendim. Anlayacağınız bu sene Ümraniye kadınları ithal fulara donanacak. Kadın üstünden siyaset bu olsa gerek. Eh oy uğruna değmez mi ? Ama yine de biz günümüze sahip çıkalım. Bu oyunlara gelmeden özgürleşmek adına mücadelemizi verelim.
Günümüz kutlu olsun.