Translate

8 Mayıs 2012 Salı

Sadık Dostlarımız



Hava'nın güzelliği etrafımızdaki dükkanların kapısını bacasını açtı. Soğuklarda içeride ısıtıcılar, sıcaklarda ise klimalar olduğundan kapıları kapatıyorlar. Bence şimdi en güzel havaları yaşıyoruz. Yalnız bu işin bir sakıncalı yanı var ki, sokak hayvanlarının dükkanlara dalmaları. Yaklaşık on sene evveldi, dükkanın önünde duran sevimli bir köpek... Kısa sürede kendini semt esnafına sevdirdi, mahallenin bekçisi oluverdi. Ona Dost dedik, bağrımıza bastık. Karlı günlerde beni bir gölge gibi takip eden, hoşlanmadığı tiplere havlayan dostumuz. Bir gün belediye tüm sokak hayvanlarını kısırlaştırmak adına hepsini topladı. Bizim Dost'u arabaya zor attılar. Hepimiz çok hüzünlenmiştik, bir daha gelmez diye. O üç günlük süre geçmek bilmedi. Bir Cuma sabahı belediye arabasını görünce çok sevindik. Dost'un arabadan inmesini, hepimizi ayrı ayrı kucaklar gibi üstümüze atlamasını hala unutamam O gün bu gündür bizim yanımızda. Şarküterimiz ve kasabımız onu bolca besliyorlar. Böylece de, hem kısırlaştığı hem de çok beslendiği için, şimdilerde şişko...Bir de bir "zillimiz" var. O da yavru iken geldi. Mama, süt muhabbeti derken, bir köpeğimiz varken bir de kedimiz oldu. Zilli destursuz...her dükkana giriyor, vitrin mitrin hak getire. Laftan anlamıyor. Tam bir "tın tın". Oysa Dost'un mağrur duruşu ve asla hiç bir dükkanın içine girmeyeceğini bilmesi ve ayrıca bütün söyleneni anlaması bakışlarından belli. Bizim cimcime ona da yetişiyor ve rahat bırakmıyor. Anlayacağınız biri mağrur diğeri yaramaz, hayatımıza renk katanlar. Ama bize olan sevgilerini görmeğe değer. İyi ki varlar...





Hiç yorum yok: