Translate

2 Şubat 2012 Perşembe

Öyle Geçer Zamanki...



Bu havada evdeyiz. Kankamız televizyon, zap zap vaziyeti. Gözüme TRT 1'in kutlamaları takıldı. Ne tuhaf dün gibi geçen zaman. Babamın 1971'de aldığı televizyon aklıma geldi. Annemi kaybettiğimiz seneydi. Bir nebze de olsa avunmam için alınan hediyeydi. Babama da yakışan buydu. Çünkü o yeni çıkan bütün turfanda ürünleri almaya çok meraklıydı. O zamanlar kış ve yaz sebzeleri sadece mevsimlerinde çıkardı. Baharda çıkan salatalıkların,çileklerin kokusu bile bir başkaydı. İşte o dönemde televizyon henüz turfandaydı. Gerçi 1968'de Teknik Üniversite'nin haftada iki kere deneme yayını başlamıştı. Ama halk arasında daha yaygınlaşmamıştı. Herkesin evinde televizyonun girmesi 1974-1975 senelerine rastlar. O dönem şimdiki işimin temeli olan enstitüde  okuyordum. Eve geliyor saat 19:00'a kadar tüm derslerimi ve işlerimi bitirmeye çalışıyordum. Sonra 19:00 da başlayan haberlerle televizyon karşısında akraba ve komşularımızın toplanması. Herkesde televizyon olmadığı için komşuda pişer bize de düşer vaziyeti :).Görüntüde Necef'li maşrapa çıkar(yayın kesildiğinde çıkan resimdir)ben çayları tazelerim. Haberler 15 dakika sürerdi.Düşünüyorumda o zaman haber mi yoktu, şimdilerde haber mi çok çözemedim. Dizilerdense zengin ve yoksul, Bonanza, hayat ağacı  aklımda kalanlar.Tadı da başkaydı sanki. Bir de Atatürk İnkilapları anlatılırdı. Bana göre orada verilen mesaj bu kadar kısa sürede ve yoksullukla ülkeyi muasır medeniyete taşımak,kaybedilmiş özgüveni kazanmaktı. İşte biz böyle büyüdük.
Şimdilerde aynı TRT 1 elinden gelse milli bayramları da yok sayacak.İktidarın elinde kukla.


http://www.yildizbutik.com/

Hiç yorum yok: