Translate

21 Şubat 2012 Salı

Yeni Sezona Başlarken...


Yeni bir işe başlamak her zaman heyecan vericidir. Sonucunu görene kadar da çok yorucudur. Beyin düşünmekten mutasyona uğrayabilir.
Bizde bugünlerde yeni sezon hazırlıkları içindeyiz. İşimiz, ardı ardına gelen expozisyonlara gitmekle başlar. Çünkü satacağımız ürünü canlı mankenin üzerinde görmek isabetli kararlar vermemizi sağlar. Ondan sonra şık showroomların içinde görücülüğe çıkmış yeni ürünleri seçmek, birbirleri ile kombinlemek ve en önemlisi ne satacağımıza karar vermek. Tabi daha bitmedi. Tüm bunların uygun ayakkabısını, çantasını yaptırmak, aksesuar işiyle ilgilenmek ve sonrasında vitrini tasarlamak. En önemlisi bütün bunları hata yapmadan programlayıp hayata geçirmek. Bu bizim her 6 ayda bir yaşadığımız bir olgudur.

Sanki her defasında yeni bir dükkan açar gibiyiz. Bir de sezon içinde yaşadığımız dönemler var. Mesela yaz sezonunda ilk önce baharlıklar sonra abiyeler (mezuniyet ve düğünler için ) sonra da sıcak yaz ürünleri raflarda yerini alır. Bunların getirdiği bir sürü detayı da unutmamak lazım. Modayla uğraşmak işte böyle birşey. Değişime ayak uydurmak ilk şartıdır. Bir de bunların 2 sene evvelinden planlanıp, programlanmasına ne demeli.
Fransa ve İtalya'da moda konseyleri ve onlara eşlik eden ünlü markaların danışmanları iki sene sonrasının modasına karar verirler. Renkler ve kumaşlar belirlenir. İlk önce kumaş sektörü devreye girer sonra da modacılar ve tasarımcılar modelleri hazırlamaya başlarlar. Anlayacağınız gibi onlar da tam anlamıyla özgür değiller. Ancak o senenin çizgilerini taşıyan özgün kıyafetler tasarlayabilirler. İşte böylece malesef en pahalı markalarda da pazarda satılan ürünlerde de aynı çizgileri görebiliriz. Anlayacağınız dev bir sektör. Orada herkes, modayı ayakta tutmak uğruna deli gibi çalışır ve sonra da raflarda yerini bulur. Her nereden alırsanız alın unutmayın ki, her üründe bir emek ve bir çaba vardır. İyi sezonlar.

Hiç yorum yok: