Translate

31 Temmuz 2012 Salı

Hafta Sonu Rahatlığı



Geçen Pazar bütün gün evde pinekledikten sonra yürüyüş yapmaya karar verdik. İstikamet Bebek'ten Ortaköy'e idi. Yaklaşık 1 saat süren yürüyüşten sonra karnımız acıktı . Ve kendimizi Ortaköyde'ki Kumpircilerin önünde bulduk.  Hanidir kumpir yemediğimi farkettim. Ben ki patatesin her türlüsüne bayılırım. Uzun bir aradan sonrada çok lezzetli geldi. Oturduğumuz yerden gelen, gidene baktığımda sokak defilesini izler gibiydim. Herkesin üstünde son derece rahat giysiler vardı. Parmak arası terlikler, şortlar, askılı bluzlar, uzun etek ve elbiseler. Genelde rahatlık ön plandaydı. Havanın sıcaklığındanmıdır, ramazanın rehavetindenmidir bilinmez. İşte hafta sonu özgür dolaşmak, rahat olmak böyle birşey olsa gerek.







30 Temmuz 2012 Pazartesi

Melezin Güzelliği



Mila Kunis yavaş yavaş 2012-2013 Sonbahar- Kış modelleri görücülüğe çıkıyor. Bilhassa büyük markalar katalog çekimlerini bitirdiler bile. Modeller yazıldı, çizildi, tasarlandı, üretime geçti. Diğer taraftanda görselleri tamamlandı. Dior'un çantalarının çekimleri için Mila Kunis kamera karşısına geçti. Geçen senenin başarısından sonra bu senede Dior aynı modelle çalışmaya karar vermiş. İyide yapmış bence. Bu melez güzelinede Dior'un çantaları pek yakışmış değil mi ?

26 Temmuz 2012 Perşembe

Enrico Macias







Dün akşam bütün kızlar toplandık misali Enrico Macias konserine gittik.  İstanbul'da hava çok sıcak, konser çok kalabalıktı. Malum gelenlerin yaş ortalaması geçkindi. Benim gençlik dönemimin en popüler sanatçılarındandı. Fransızca'mın gelişmesini ona borçluyum diyebilirim. Onun şarkılarını ezberlemek  için ,uğruna öğrendiğim nice kelimeler. Okuldaki kızlar şarkılarını söylemem için kuyruğa girerlerdi. Dün akşam yaklaşık 45 sene sonra onun şarkıları ile buluştum. Sanatının 50. senesini kutlamak için İstanbul'u seçmiş. 74 yaşındaki bu sanatçıyı ilk önce enerjisinden dolayı kutlamak lazım. Ancak yaşının verdiği yorgunluk, sesinede yansımış. O eski Enrico Macias'ın sesi değildi sanki. Eee yaş almak böyle birşey. Hiçbirşey gençlikteki gibi kalmıyor. Ama yinede yaptığı tüm şarkılar hala güzelliklerini koruyor. Denizin üstünde, boğazın ışıkları altında onun şarkılarını hatırlamak, mırıldanmak yine de güzeldi.
Sen çok yaşa Enrico Macias...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

Victoria Beckham

Geçenlerde çıkan gazete haberinde Victoria Beckham'ın kendi tasarladığı bir kıyafetle davete katıldığını yazıyordu. Sanki kötü birşey yapmış gibi. Kimin kıyafeti ile gitmesini istiyordun  kardeşim ? Kadın tasarımcı,  kadın modacı ve gerçekten tasarladığı kıyafetler çok başarılı. Yetmiyormu, ayrıca ince zevkini kıyafetlerine yansıtmayı çok iyi beceriyor. İnandığı ve özenle hazırladığı bu kıyafetleri hem üretiyor, hem satıyor, hem giyiyor. Keyfinin kahyasımısınız ? Ayrıca ürettiğinin kendi üstünde mankenliğini yapmasıda çok doğal. 28 yaşının  gençliği,hoş fiziği ile bu kıyafetleride doğru taşıyor. Bir söyleminde koleksiyonunu kendi vücuduna göre tasarladığını, ve aynı düşünce ile hazırladığını duymuştum. Sevdiği,inandığı şeyin arkasında durmak böyle birşey. Ne diye çamur atıyorsunuz ?..

Eski Ramazanlar







Benim çocukluğumda Ramazan  ayları kış mevsimindeydi, ve ramazanı iple çekerdim. Saat 5 sularında okuldan eve geldiğimde aşağıdaki komşumuz Aysel abla beni camda beklerdi, iftarı beraber yapardık. Kocası gazeteci olduğundan eve geliş saatleri belli değildi. Küçük oğlu Murat, Aysel abla ve ben iftarın değişmez üçgeniydi. Aysel ablanın ailesi Uşak'taydı. Dolayısıyla iftar gitmeler, gelmeleri olmazdı. Ve yegane misafir bendim. O sanki çok özel misafirler ağırlarcasına hazırlanır Ramazan bereketi ile iftar sofrasını donatırdı. Benimde annem olmadığı için evde bekleyenim yoktu. İnanılmaz bir keyifle iftar yapardık. Böyle süren bir kaç sene yaşadık. Yine bir Ramazan günü iftardan sonra ders çalışmak üzere yukarı çıktım. Birden bire aşağıdan gelen bir haykırma ve ağlama sesleri. O merdivenleri nasıl indiğimi hatırlamıyorum. Aysel abla ağlayarak boynuma sarıldı. Kocasının bir çatışmada öldüğü haberini neden sonra anladım. Donmuştum, üzüntüden hiçbirşey söyleyemiyordum. Maalesef her Ramazanda bu olayı hatırlarım. Sonra Aysel abla ailesinin yanına taşındı. Herzaman iftar sofralarını  bu özlemle anar oldum. Keşke bu tatsız olay olmasaydı tabi.

19 Temmuz 2012 Perşembe

Genç Görünmenin Sırrı









Şair Cahit Sıtkı Tarancı ' Yaş Otuz Beş Yolun Yarısı Eder  Dante Gibi Ortasındayız Ömrün ' dizileri günümüzde geçerliliği yok gibi gözüküyor. Yukarda gördüğümüz bir çok ünlü otuz beşini değil, kırk beş yaşını geçtiklerine inanmak çok zor.  Tabi kozmetiklerin, botoksların, dolguların, gerdirmelerinde haklarını yemeyelim. Herşeye rağmen önemli olan sonuçtur kuşkusuz. Ayrıca bunlara tarzlarıyla, duruşlarıyla orta yaş demek çok zor. Bence dış görünümlerinin yanında ,düşünce yapılarıda onları genç kılıyor. Değişkenlikleri , dinaminizmleri, hayata sıkı sıkı sarılmaları güzelliklerinin yanında en çarpıcı özellikleri. Genç kalmak sadece fiziksel görünümle değil, düşüncenin tazeliği ile doğru orantılır. Ne demiş Atalarımız ' Zaman sana uymuyorsa sen zamana uy '.

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Kişinin Kendi Seçimi




Astroloji ile uğraşanların bazıları isim ve renk analizi yapıyormuş. İsmi anladıkda , renk ne oluyor onu anlayamadık. Benim bildiğim renk analizini stil danışmanları yapar. Onlarda genelde kişinin ten rengine göre kılişeleşmiş temalara göre hareket ederler. Ama Astrologlarında, stil danışmanlarınında unuttukları şey kişinin kendi zevkine göre seçimleridir. Tıpkı bugün yaşadığımız olay gibi. Beyaz tenli, sarı saçlı, 40 yaşlarında bir kadın mor rengi vual bir elbiseyi önerdik. Üstünde çok iyi durmuş ve ona çok yakışmıştı. Ama müşterimiz mor rengini hiç sevmezmiş. Oysa bizim öğrendiklerimize göre en çok bu tene ve bu saça yakışır. Oda bunu biliyor veya daha evvel birilerinden duymuştu. Ama kendisi bu renkle bir türlü bütünleşemiyormuş. Ve seçimini elbisenin yeşil renginden yana kullandı. Genel olarak daha pastel tonlardan hoşlandığını söyledi. Al sana tüm öğrendİğimiz temalar yerlerde. Kıyafeti giyecek olan o. Biz doğruları, kaideleri ona anlatmaya çalışırız. Sonuç onun seçimi. Onun için Astrologlarda, stil danışmanları da bir yere kadardır.
Mutlak olan şey kişinin kendisidir.




13 Temmuz 2012 Cuma

İyi Giyinenler









En iyi giyinenler deyince aklımıza bir kaç ünlü isim gelir. Çünkü onları herzaman bakımlı ve şık olarak hatırlarız. Zekice kombin edilmiş kıyafelerini ve özel tarzlarını unutamayız. Örnek vermek gerekir ise, geçmiş yaşına rağmen Filiz Akın, Ajda Pekkan, Nebahat Çehre. Yabancılarda da Jacklin Kennedy. Gerçekten en uyumlu renklerin , ideal kesimlerle birleştirmeleri onların şıklıklarını daha da pekiştirmiştir. Tabi kendi gustolarıda kıyafetleriyle birleşince işte tüm zamanların en iyi giyinenleri diye aklımızda yer alır. İyi ve doğru giyinmek ayrı , saçma sapan giyimleri ile gündeme gelmek ayrı. İşte bu şekilde giyimleri ile kendinden söz ettirenler yukarıda ki isimler kadar kalıcı olmayabilir. Önemli olan bu bayrağı istikrarlı bir şekilde taşımaktır. Kısacası iyi giyinmek tüm detayları göz ardı etmeden zekice kombinlemektir.

11 Temmuz 2012 Çarşamba

Salaş Giyinmek




Şehir yaşamı, iş hayatı hepimizi daha dikkatli giyinmemize ve şık olmamıza iter. Bu yüzden bazen hafta sonlarını iple çekeriz. Gezmek ve dinlenmenin dışında giyeceğimiz o rahat kıyafetleri özleriz. Herşeyde olduğu gibi kıyafette de özgürlük rahatlatıcı unsurlardandır.  İşte bugünlerde spor ve salaş giyimler devreye girer ve bizim relax olmamızı sağlar. Sahnede şık ve göz alıcı gördüğümüz ünlüler bile normal hayatlarında salaş giyimi tercih ediyorlar. Tanıdığım bir kaç ünlünün özel hayatlarında sade ve spor giyimi tercih ediyorlar. Genelde bohem bir stile bürünüp kendilerini rahatlatıyorlar. Kısacası tabiki bakımlı, şık olmak güzel. Ancak tatil günlerini kasmadan rahat kıyafetlerle geçirmek daha da güzel. Kendimizi şımartarak özgür günlerimizde salaş kıyafetleri giymenin keyfini yaşayalım.

Hafif Giysiler





Havaların sıcaklığı kıyafet seçimlerimizde etkiliyor. Şu günlerde tercihimiz ya pamuktan yapılmış, ya vualdan yapılmış kıyafetlerden yana. Butiğe her gelen onları sorar oldu. Hafif görünümlerine şık modellerle birleşince vazgeçilmeyenler arasında. Her günde bunlara yeni modeller ekleniyor. Ter çeken bizi sıkmayan bu giysilere rağbet fazla. Modelleri genelde buruşuk oluyor. Kıraçlandıkları için kırışma dertleride yok. Tatilde giy, işe giy geçiriyoruz üstümüze, değmeyin keyfimize. Hem rahat hem de şık. Daha ne isteriz ki ! Renk ve desen alternatifleride eklenince tercihler bu yönde oluyor. Giysilerimizin hafifliği  bir başka ...

Yemek Yemenin Dayanılmaz Gücü






Bir çok insanın ortak noktası Dünya'nın en güzel şeyi yemek yemek olduğudur. Yalnız kilo alma korkuları onları bu zevkten alı koyar. Biz kadınların kilo problemleri önde gelir. Yeriz ondan sonra bir pişmanlık başlar. Bu bir kör döngü halinde devam eder. Rejim döneminde kiloları vermeye çalışırız, rahatlama döneminde bir güzel geri sararız. Bitmeyen bir problem halinde karşımıza çıkar. Yalnız sevdiğimiz yemeği yemektende kendimizi alı koyamayız. Bugün arkadaşım Fatma akşam üstü fırından yeni çıkmış sipit ve peyniriyle geldi. Sıcacık ve çıtır çıtır o simitleri yememek gerçekten mümkün değildi. O anda hepimiz için dünyanın en güzel yemeğiydi. Aldığımız keyifte cabası. Her ne kadar bir simidin dört dilim ekmeğe denk geldiğini sölüyorlarsada bizi bu zevkten kimse alı koyamadı.  İşte bazen bilmek rejim yapmak için, yeterli olmuyor.
Herkese keyifli yemekler.

Lady Gaga








Her yaptığı ve her giydiği bir olay. Twitter'da Dünya çapında en çok tıklanan ve en çok takipçisi olan kişi. Geçen sene rekor kırmış. Geçenlerde Daphne Guinnes'in düzenlediği açık artırmaya telefon ile katılmış. Alexander Mcqueen imzalı 2008 yılındaki ağaçta yaşayan kız koleksiyonunda yer alan beyaz ipek elbiseyi tam 133.075 dolara satın almış. Evet yanlış duymadınız ! Türk Lirasıyla yaklaşık 250 Bin TL ödemiş. Ve böylece kendini bütün Dünya'ya  bahsettirmeyi becermiş. 26 yaşında hoş fiziği ve giyimleriyle gündemden düşmeyen Lady Gaga reklam işini çok iyi beceriyor. Günümüzün büyük  firmaları markalarının bilinirliğini ve değerini artırmak için televizyonlara, gazetelere yani görsel basına reklam verirler. Onlara maliyetleri yukardaki rakkamdan kat kat fazladır. Bence Lady Gaga'nında yaptığı budur. Böyle bir açık artırmayı kullanarak Dünya çapında marka bilinirliğini artırdı. Ona muhakkak bu aklı verenlerde vardır kuşkusuz. İşte günümüzün reklam değeri de budur herhalde. Artık ne iş yaparsanız yapın reklamınıda yapmak zorundasınız.
Çağımız reklam çağıdır  Lady Gaga doğrusunu yapmış.



Bizim Pamuk




Arkadaşlarımın çoğu tatilde. Ben işlerimin yoğunluğundan dolayı çıkamıyorum. Ve bir arkadaşımın kedisine göz kulak olma görevini aldım. Bugün ilk gün olarak evine gittim. Kilidi açtım, eve girdim. Bizim pamuk görünürde değil. Suyunun yarısını içmiş, mamasındanda biraz kalmış. Kumuna bakmak üzere tuvalete yöneldim baktım hiç kaka yapmamış. Biraz kumunu eşeledim yine birşey yok. Ev kazan ben kepçe pamuğu arıyorum ama yok. Suyunu, mamasını hazırladıktan sonra evden çıktım. Hemen arkadaşıma telefon açtım heryerde aradığımı, fakat bulamadığımı biryere kaçmasın diye hayıflandığımı söledim. Meğerse bizim pamuk saklandığında kimse bulamazmış. En önemli özelliği buymuş. Bembeyaz gövdesi ile tüllerin aralarına saklanır, aynı renk olduğu içinde kimse bulamazmış. Şimdi yarın ilk işim onu tüllerin arasında bulmak olacak. İşte emanet olunca insan daha fazla titizleniyor. Şimdi tek isteğim kakasnı yapması ve onu bulmam.
Bakalım yarın ne olucak.

10 Temmuz 2012 Salı

Yarışmanın Böylesi


50 metrelik parkurda en az 9 cm'lik topukla yarışanlarda var bu dünyada. Geçen gün Rusya'nın başkenti Moskova'da yapılan bu yarışmayı tv'de seyrettim. Ağzım açık kaldı. Bir bu eksikti, çok şükür Rus kadınları bunuda becerdiler. Seyrettiğimde düşenlermi  istersiniz, ayağını burkanlar mı, yılmadan mücadele edenlermi. Hepsi vardı tam bir komedi. Marianne adlı Rus kadın kazandı. 2450 euroyuda cebe attı. Ehh Rus için fena para değil. Bütün ay 100-200 dolara iş bulan bir memlekette 2450 euro hatırı sayılır bir para olabilir. Bu yarışma Türkiye'de yapılsa bence katılımcı çok olur. Şirkette çalışanlar başı çekerler. Bu yarışmada ikinci ve üçüncüyede ödül veriyorlarmış. Allahtan bu tarz saçma sapan yarışmalar yurt dışında oluyor.
Yapacaklarımızın sağlığımıza zarar getirmemesi dileğiyle.




9 Temmuz 2012 Pazartesi

Mutlu Günler





Genelde halk arasında çocucuğunuzun ve çok sevdiğiniz kişilerin ' Mürvetini Görürsünüz İnşallah' deyimi çok yaygındır. Dünde böyle bir gündü. Kızım gibi, kardeşim gibi sevdiğim Çiğdem'in düğünü vardı. Geceyi geç kalırım düşünseciyle her saat başı uyandım.  Nihayet sabah 8:30 da kuaförde olduk. Saç, baş, makyaj ve giyinmek derken damat geliverdi. Gelin daha hazır değildi, zaten damadın heyecanı ve telaşı gelininkini bastırmıştı. Öyle ki bizim hazırıklarımızın gecikmesi bile nikah salonuna yarım saat evvel gitmemizi engellememişti. Uzun bir konvoyla Gayrettepe'den Maltepeye nikah salonuna vardık. Gelin, damat resim çektirmek üzere gelin odasına gittiler. Kızımız siyah saçları,uzun boyu, ince fiziğiyle kuğu gibiydi. Bir gelinlik bu kadar mı yakışmıştı. Eh damadın hakkınıda yemeyelim tabi. Oda kemik ceket takımını gelinliğin rengine uydurmuştu ve son derece yakışıklıydı. Gerçekten ikisi de çok uyumlu ve güzel bir çiftti.
Allah mutluluklarını daim etsin ... Bitmedi
Gecesi Pınar Restaurantta kutlandı. Davetlilerin arasında kolunu çarpsan sanatçıya denk geliyordu. Damadın arkadaşları olan bu sanatçılar,  her birinin ayrı ayrı söyledikleri şarkılarla bizi çosturdular.  Çok güzel ve çok keyifli bir geceydi. Finalde gelen
pastaları da ayrı bir lezzetliydi. Darısı tüm isteyenlerin başına.