Translate

26 Ocak 2020 Pazar

Bazen de böylesi olur

                     İstatistikler toplumun % 10'unun kişilik bozukluğu olduğunu söylüyor. Yani her 10 kişiden biri bozuk. Daha ziyade ben merkezli kişilerde görülüyormuş. Bunların bazıları da bizi buluyorlar herhalde ki,geçen gün çok sevdiğimiz arkadaşımız  müşterimiz Zeynep bizi ziyaret etti. Biraz lak lak'tan sonra indirim de yeni gelen ürünlere bakmaya başladı. Son indirimde olduğumuz için fiyatların cazibesi onu coşturdu. Bir çok ürüne bakarken içeriye ara sıra bizden alışveriş yapan biri girdi.  Zeynep baktığı ürünleri denemeye koyulurken , diğer arkadaşta  indirimdeki ürünlere bakmaya başladı. İkisi ile de ilgilenmeye çalışıyorduk.Zeynep  işini bitirip, hesabını ödedikten sonra  butikten ayrıldı. Diğeri bir hışımla kabinden çıkıp yüksek sesle konuşmaya başladı. Adeta bağırıyordu. "Onunla çok ilgilendiniz, beni ihmal ettiniz, ben de müşteri değil miyim?, onun aldıklarını ben de  almak istiyordum" ve daha bir sürü şey sıraladı ...Dumur oldum ! Ne söyleyeceğimi şaşırdım. Zeynep ondan evvel gelmiş, beğendiği ürünleri seçmişti zaten. Son indirimde ürünlerin stok durumları kısıtlı














. Kim daha evvel gelirse o alır. Profesyonelliğin getirdiği tecrübe ile dükkanda bulunan herkese aynı mesafede durmayı ilke edinmiş bir firma olarak alttan almaya çalıştım ama o hala kendisini haklı görüyor, sitemlerini sürdürüyordu. Sustum sonra kendime "sen bunu düzeltemezsin" dedim. Çünkü ilgi çekmek, ilgi odağı olmak kişilik bozukluğuna giriyormuş. O agresif hareketlerle alacaklarını ayırmaya başladı, aynı suratsız ifade ile hesabını ödedi ve gitti. Biz dükkandakiler, bu neydi diyen bakışlarla birbirimize baktık sonra da dükkanı toparlamaya koyulduk. Bela geliyorum demez, geliverir. Allah beterinden korusun...

Hiç yorum yok: