Göz zevki olmayanların renk uyumlarını öğrenmeleri çok zor. Beni bu kanıya bugün yakınımızdaki Sürmeli Otel'inden gelen bir turist sürükledi. Bir yudum İngilizcem ile yardımcı olayım derken , üstündeki renk cümbüşünden gözümü alamadım. Kırmızı bluz, mor pantalon, asker yeşili yağmurluk, taba ayakkabı, siyah çanta... anlayacağınız tam bir renk cümbüşü. Anladığımız kadarıyla kendi şirketinin toplantısı için İran'dan gelmiş. Kendi ülkelerinde çarşaf giymek zorunlu. Yönetimden memnun olmayanlar başka ülkelere gittiginde çarşaflarını uçakta çıkartmaya başlıyorlar. Bizim ki de katılacağı toplantı için bizden yardım istedi. İlk önce hangi renge göre kombinleyeceğimi bilemedim. Sonra pantolona göre biraz değişiklik yapmaya karar verdim, çünkü pantolonu değiştirirsek paça problemi olacaktı. Derken , dükkan komşumuz İlham Hanım yardımımıza yetişti. Arapça yı iyi bildiği için söylemem gerekenleri daha iyi anlattım Giydiği mor pantolonun üzerine kemik bir bluz verdik. Taba ayakkabısının yerine siyah ayakkabı verdik. Dış giyim olarak da pantolonun üzerine çok güzel bir hırka uydurduk. Artık toplantıya hazırdı. Bize ve İlham Hanım'a teşekkür etti ve gitti. İşte giyinmek, kombinlemek böyle bir şey. İyi giyinmenin ilk şartı, üç renkten fazlasını kullanmamak . Aslında bu iki olursa daha da iyi olur. Renkler sıcak ve soğuk olmak üzere ikiye ayrılır. Bir de ana renkler vardır. Siyah, ve beyaz. Renkler birbirleriyle tamamlandığında kullanılacak olan renk tonlar da çok önemlidir. Sözün kısası çok renkten kaçının, tabii rüküş olmak istemiyorsanız. Birazda özen gösterip emek vermek gerek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder